Federal Rezerv (FED) tarafından yakın zamanda yayımlanan Temmuz ayı toplantı tutanakları, piyasada dalgalanmalara yol açtı. Tutanaklar, Federal Rezerv'in ardı ardına beş kez faiz oranını %4.25-%4.5 seviyesinde tuttuğunu gösteriyor. Dikkate değer olan, 1993'ten bu yana ilk kez iki kurul üyesinin (Bowman ve Waller) mevcut politikaya karşı birleşik bir şekilde itiraz etmesi; bu üyeler, bunun istihdam piyasasında zayıflığa neden olabileceğinden endişe ediyor.
Bu kararın arka planında, ABD Çalışma Bakanlığı daha sonra Mayıs-Temmuz ayları için tarım dışı istihdam verilerini 250.000 iş pozisyonu azaltarak aşağı yönlü revize etti. Aynı zamanda, işsizlik oranı %4.2'ye çıkarak 2022'nin sonundan bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Bu arada, Temmuz ayındaki çekirdek CPI ve PPI beklentilerin üzerinde gerçekleşti, bu da enflasyon baskısı ve istihdam baskısının ilk kez belirgin bir "çift görev" çatışması oluşturmasına neden oldu.
Pazar bu haberlere hızlı bir şekilde tepki verdi. Eylül ayında faiz oranlarının 25 baz puan düşme olasılığı %85'ten %72'ye sert bir şekilde düştü. Nasdaq Endeksi %1,1 düştü, 10 yıllık ABD Hazine tahvili getirisi ise %3,87'ye yükseldi.
Yaklaşan Jackson Hole yıllık toplantısı dikkatlerin odak noktası haline gelecek. Federal Rezerv (FED) Başkanı Powell zor bir seçimle karşı karşıya: Eğer "enflasyon öncelikli" stratejisini sürdürürse, bu daha önce vurgulanan "veri bağımlı" ilkesine ters düşebilir; ancak eğer gevşeme belirtileri gösterirse, bu enflasyon beklentilerinin kontrolden çıkmasına yol açabilir.
Önümüzdeki iki hafta içinde, tarım dışı istihdam verileri ve PCE (Kişisel Tüketim Harcamaları) endeksi sırasıyla açıklanacak. Bu veriler, Federal Rezerv'in (FED) kararları için önemli bir referans sağlayacak. Powell'ın istihdam ve enflasyon gibi iki büyük hedefi nasıl dengeleyeceği, piyasanın yakından takip ettiği bir odak haline geldi. Federal Rezerv'in (FED) politika yönelimi sadece ABD ekonomisini değil, aynı zamanda küresel finansal piyasaları da derin bir şekilde etkileyecek.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Federal Rezerv (FED) tarafından yakın zamanda yayımlanan Temmuz ayı toplantı tutanakları, piyasada dalgalanmalara yol açtı. Tutanaklar, Federal Rezerv'in ardı ardına beş kez faiz oranını %4.25-%4.5 seviyesinde tuttuğunu gösteriyor. Dikkate değer olan, 1993'ten bu yana ilk kez iki kurul üyesinin (Bowman ve Waller) mevcut politikaya karşı birleşik bir şekilde itiraz etmesi; bu üyeler, bunun istihdam piyasasında zayıflığa neden olabileceğinden endişe ediyor.
Bu kararın arka planında, ABD Çalışma Bakanlığı daha sonra Mayıs-Temmuz ayları için tarım dışı istihdam verilerini 250.000 iş pozisyonu azaltarak aşağı yönlü revize etti. Aynı zamanda, işsizlik oranı %4.2'ye çıkarak 2022'nin sonundan bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Bu arada, Temmuz ayındaki çekirdek CPI ve PPI beklentilerin üzerinde gerçekleşti, bu da enflasyon baskısı ve istihdam baskısının ilk kez belirgin bir "çift görev" çatışması oluşturmasına neden oldu.
Pazar bu haberlere hızlı bir şekilde tepki verdi. Eylül ayında faiz oranlarının 25 baz puan düşme olasılığı %85'ten %72'ye sert bir şekilde düştü. Nasdaq Endeksi %1,1 düştü, 10 yıllık ABD Hazine tahvili getirisi ise %3,87'ye yükseldi.
Yaklaşan Jackson Hole yıllık toplantısı dikkatlerin odak noktası haline gelecek. Federal Rezerv (FED) Başkanı Powell zor bir seçimle karşı karşıya: Eğer "enflasyon öncelikli" stratejisini sürdürürse, bu daha önce vurgulanan "veri bağımlı" ilkesine ters düşebilir; ancak eğer gevşeme belirtileri gösterirse, bu enflasyon beklentilerinin kontrolden çıkmasına yol açabilir.
Önümüzdeki iki hafta içinde, tarım dışı istihdam verileri ve PCE (Kişisel Tüketim Harcamaları) endeksi sırasıyla açıklanacak. Bu veriler, Federal Rezerv'in (FED) kararları için önemli bir referans sağlayacak. Powell'ın istihdam ve enflasyon gibi iki büyük hedefi nasıl dengeleyeceği, piyasanın yakından takip ettiği bir odak haline geldi. Federal Rezerv'in (FED) politika yönelimi sadece ABD ekonomisini değil, aynı zamanda küresel finansal piyasaları da derin bir şekilde etkileyecek.